İki mühendis, iki rahatsız, iki inatçı keçi...

​

Birbirimizi dağlarda bulmadık ama birlikte dağları bulduk.

​

Yaklaşık 15 sene evvel kurumsal hayatımızın yükünü hafifletmek için kendimizi doğaya atmaya başladık. Önce hafta sonu yürüyüşleri, sonra her hafta sonu yürüyüşüne döndü. :)

​

Bu gazla Selda'nın kurulmasına vesile olduğu ve 5 yıl boyunca da başkanlığını yaptığı Garanti Trekking kulübüyle onlarca hafta sonu, onlarca farklı rotada yürüyüş yaptık.

 

Yetmedi, kesmedi sonra kendimizi dağlara atmaya başladık. O ilk zirvenin hazzını aldıktan sonra bulduğumuz her boşlukta, her tatilde doğada olmak, dağda olmak istedik ve her seferinde şehre daha mutsuz döndük. Daha sonra Önder'in de yönetiminde yer aldığı İstanbul Dağcılık Kulübü bünyesinde dağcılık faaliyetleri daha da sıklaştı. Türkiye'nin hemen hemen tüm önemli dağlarının yanında Dünya'nın en önemli dağ silsilelerinden üçünde Alpler, Himalayalar ve And Dağlarında tırmanışlar yapma şansı bulduk. Dağlar için İran, Gürcistan, Nepal, İsviçre, Fransa, Rusya, Tanzanya sonradan Peru, Bolivya, Meksika, Kolombiya gibi ülkelere seyahat ettik. 100'den fazla zirveye tırmandık, 50'de fazla ülke gördük.

 

Artık gitmek istediğimiz ülkelere seyahatten çok, dağa çıkmak için gittiğimizi fark ettik. "Bir Ülke Bir Dağ" ismi de buradan geldi.

​

Ve gün geldi çattı. Çoğu kişiye göre "koskoca müdür" olarak çalıştığımız "gül gibi" işlerimizden ayrılarak düştük yollara...