Selda
Meksika: Şehirler, Gezilecek Yerler
Meksika'da Mart-Mayıs 2018 arası toplam 62 gün kaldık ve 31 farklı şehir ve kasabada bulunduk. Yazıyı ise yeni yazabiliyoruz. :) Son şehrimiz Bacalar'a kadar 60 gün vize aldığımızı düşündüğümüz için (daha doğrusu pasaport polisi öyle dediği için) gitmek istediğimiz bazı yerlere gidemedik. İyi ki de öyle olmuş yoksa Meksika'dan çıkamayacakmışız. :)
Bu yazıyı okumadan önce Meksika'ya dair genel bilgileri ve seyahat notlarını içeren Meksika Seyahat Notları yazımızı okumanızı tavsiye ederiz. (Üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.)
Meksika'da genel gezi haritamız şu şekilde oldu (hepsini işaretlemedik).

Mexico City
Havaalanında bir sürü taksi var değişik değişik renklerde. Yolda gördüğümüz pembe taksiler pahalı ve de kazıklıyor. Zaten sonradan gördük ki havaalanı çıkışından almıyorlar. Uber burada kredi kartı istiyor. Sonra buranın en güvenli taksileri olduğu söylenen, fiyatı gidilecek yerin bulunduğu zona göre ayarlanan ve ne olursa olsun aynı parayı ödediğiniz taksilere gittik. Bileti havaalanının içinden alınıyor bu taksilerin. Biraz pahalı tabi ama dolandırılmaktan iyidir deyip bindik.
Coachsurfing çok yaygın ve çok sayıda ev sahibi var.
Mümkünse bu şehirde, taksi yerine Uber kullanın. Tüm Meksikalılar da böyle yapıyor zaten.
Metroları bizim metrobüs yoğunluğundan belki daha da beter. Millet birbirini eziyor binmek için özellikle işe gidiş saatlerinde. Biz bir kere sabah saatlerinde 4-5 tane trene binemedik resmen.

Metroda ve diğer kalabalık yerlerde yankesicilik olabiliyor. Çantamız önde dolaştık hep. Cüzdana, çantaya dikkat etmek gerekiyor.
Çok tehlikeli bir şehir diye biliniyor ama biz gece de dolaştık, karanlıkta sokaklarında yürüdük ama açıkçası kötü olayla karşılaşmadık, ya da hiç tedirgin hissetmedik. Yine de büyük şehir dikkat etmek gerekir. (İstanbul'da da öyle değil mi?)
Metro ağı çok yaygın ve büyük. Hemen hemen her yere metro ile ulaşabiliyorsunuz. Sabah 6 gibi başlayıp, gece 12'de bitiyor metro. Biniş için biletler 5 peso. En ucuz toplu taşımalardan biriydi gerçekten. Zorunlu bir ulaşım kartı almanıza gerek yok. Bir avantajı da yok. Biletle seyahat edebilirsiniz. Gişeler kapandıktan sonra kiosk'lardan bilet alabiliyorsunuz ama her istasyonda yok. Biz bu yüzden bir ulaşım kartı almıştık biletle uğraşmayalım diye.
Metroda ayrı kadın bölümü var. Bu bayağı garibimize gitti ilk gördüğümüzde.
Şehrin her yerinde umumi tuvaletler var. Ne de olsa bira içmeyi çok seviyorlar. :)
Futbol hastalıklarının yanında "Lucha Libre" denen Amerikan Güreşi'nin Meksika versiyonu şova bayılıyorlar. Güreşçiler burada özel maskelerle sahaya çıkıyorlar ve yenilen güreşçinin maskesi çıkarılıyor. Bir nevi onuru zedeleniyor. Arena Mexico'da Lucha Libre cuma, pazar maçlar var. Giriş 100 peso. Biz de evinde kaldığımız Fernando ile beraber gittik. İçerisi tıklım tıklımdı.

Arena Mexico'dan çıkıp biraz yürüyünce Puşkin Parkı’na geliniyor. Merida caddesi üzerinde çok şık barlar, "tacos" çular ve en önemlisi rock barlar var. Hareketli bir yer.
Şehrin güney tarafı Coyoacan bölgesi çok sakin. Az katlı evler, geniş caddeler, parklar. Daha Avrupai havası var. Burada Cafe el Jarocho ‘da kahve içmek gerek. Çok eski bir kahveci, mekan biraz köy kahvesi gibi ama kahvesi çok güzel.
Frida’nın evi de bu bölgede. Eğer bu evi gezmek istiyorsanız erken gidin, çok kalabalık oluyor.

Naucalpan'da Javier Senosiain adlı mimarın çalışması olan Nido de Quetzalqoatl evi var. Burası çok ilginç dizaynlı bir ev ve isterseniz belli bir ücret karşılığı gezebiliyorsunuz, isterseniz konaklayabiliyorsunuz da. Tabii ücretinin biraz tuzlu olduğunu söyleyelim.
Templo Mayo Müzesi, Ottoman Müzesi, Güzel Sanatlar Müzesi (binası muhteşem), Botanik Bahçesi, Antropoloji Müzesi (Starbucks’ın karşısındaki kafe çok keyifli), Vivoros Parkı gezilip görülecek yerlerden birkaçı.

La Reforma caddesi bizim Maslak gibi. Kocaman gökdelenler, bankalar v.s var. Atatürk heykeli de var bu cadde üzerinde küçük bir parkta.
La Hija de Los Apaches’e gidilebilir. Yerel halkın çılgınlar gibi dans ettiği kahve görünümlü gece kulübü. Burada yüzlerce insan toplanıp sabah kadar salsa yapıyor.

Salon Rios Restaurante oldukça kokoş, dans edilen bir mekan canlı müzikle. Altı son derece şık bir restoran-bar, üst tarafı ise kocaman bir salsa salonu, canlı müzik de oluyor. İnsanlar deli gibi dans ediyorlar.
Şehirde Kuzey ve Güney otobüs terminalleri var. Gidilecek bölgeye göre terminal seçilmesi gerekiyor. Bilet alırken hangi terminal olduğunu kontrol etmek gerek. İkisine de metro ile ulaşılabiliyor. Mesela Guadalajara için Güney terminaline gittik.
İdeal Pastaneleri inanılmaz. Rengarenk pastalar, poğaçalar, ekmek, kapkek vb dolu. İnsanlar poşet poşet, kutu kutu pasta, şekerleme, hamur işi alıyorlar buradan. İçerisi ana baba günü. Çok fazla tatlı, hamur v.s. tüketiyorlar gerçekten.
Burası İstanbul gibi çok büyük bir şehir ve çok kalabalık. Geceleri de İstanbul geceleri gibi, trafik oluyor. Metrolar, caddeler, her yer kalabalık.
Şehrin kuzeyinde ünlü Teotihuacan piramitleri var. Terminale ulaştıktan sonra zaten her yerde yazılı Teotihuacan diye çok giden olduğu için. Ama bulamazsanız da kime sorsanız gösterir nereden kalktığını. Terminalde zaten hemen anlaşılıyor neresinin bilet kuyruğu olduğu. Bir sürü gringo bekliyor. Rehberli turla gitmek mümkün ya da girişte de rehber bulunabiliyor. Bu piramitler de çok kalabalık oluyor. Özellikle Güneş tapınağının üstüne çıkabilmek için metrelerce sıra oluyor insanlar ve o sıcakta pek çekilmiyor. Bölgeye erken gidip ilk önce buraya çıkmak lazım. İlk gittiğimizde boştu çünkü. Sonra turlar gelince çok kalabalıklaştı.

Teotihuacan otobüsü Terminal Del Norte (Kuzey Terminali) durağından kalkıyor. Tek yön 52 p. Yaklaşık yarım saat sürüyor yol.
Yanınızda su, sandviç, atıştırmalık, güneş kremi ve şapka getirin. O kadar büyük bir yer ki bir de aşırı sıcak. Su mutlaka olmalı.
Buranın çıkışındaki yemekçilerde tacos, burritos filan var. Yemeden önce fiyatını sorun, çok fena kazıklıyorlar.
Tepotzlan
Tepotzlan, bizim Olimpos gibiymiş zamanında, bir hippi kasabasıymış ama şimdi ünlenmiş, turizm patlamış. Yerel halk özellikle Mexico City'ye yakın diye buraya hücum ediyor. Hele tatil günü ya da hafta sonu ise tıklım tıklım oluyor. Biz gittiğimizde de hafta sonuydu ve çok kalabalıktı. Küçük, şirin bir kasaba esasında. Çok eski bir kilise var. Güzel koloniyal evler var ama sokaklarda o kadar çok tezgah vardı ki evler görünmüyor.
Kasabanın etrafını çevreleyen çok güzel ve değişik kaya oluşumları var.
Tepotzlan'a güney terminalinden (Terminal del Sur) gidiliyor. Taxqueña durağında (Linea 2 - Mavi Hat)
Otobüste kasabaya geldiğinize dair hiçbir şey söylemiyorlar. Yol üstünde indirdikleri için anlaşılmıyor durak. Bizim gibi sonradan fark edip kasabayı geçebilirsiniz. (3-4 km ileride fark ettik geçtiğimizi. Hemen otobüsten indik ve otostopla dönmeye çalıştık. :) )
Şehrin tepesinde bir piramit var. Epey bir yokuşla çıkılıyor ve çok kalabalık. Çıkmak için ve hatta inmek için de sıra bekleniyor. Çünkü son etapları o kadar dik kayalık ki buralara merdiven yapmışlar. Normal yollarla çıkmak mümkün değil. Merdivenlerden teker teker inildiği için sürekli sıra oluyor. Piramitte bir özellik yok, şehri yukarıdan görebiliyorsunuz o kadar. O da muhteşem bir manzara değil ama buraya geldiyseniz mutlaka yukarı çıkın tabii ki.

Şehrin kuzeyinde bir başka kasaba "Tepotzotlan" var. İkisini birbirine karıştırmayın, biz az daha Tepotzlan yerine Tepotzotlan'a gidecektik. İyi ki sormuşuz ev sahibimize, son anda fark ettik durumu. :)
Guadalajara
Meksika'nın büyük şehirlerinden bir tanesi.
Guadalajara Terminal’den şehrin merkezine 616 numaralı dolmuş gidiyor. Ücret 7 peso ve şoföre veriliyor.
Taksi de var ama merkez uzak terminalden, taksi ile gidecekseniz pazarlık yapın mutlaka.
Burada da Uber var ve nakit para verilebiliyor. Bol bol kullandık oldukça uygun fiyatı.
Couchsurfing burada da oldukça yaygın kullanılıyor. Mutlaka bir host bulursunuz. Burada yine Couchsurfing'den bulduğumuz Evarardo'nun evinde kaldık biz de. Çiçeklerle dolu, kocaman bir avlusu olan çok güzel kolonyal bir evdi. Ancak ne yazık ki ev biraz bakımsız ve odalar da pek temiz değildi. Hatta yatağımızda tahta kurusu vardı. Normalinde hostel olarak işletiyorlarmış evi ama bir odasını Couchsurfingcilere ayırmışlar.
Şehrin içinde eski otogar var. Burası yakındaki köylere gidiş için kullanılıyor. Tequila biletini buradan aldık.
Şehirlerarası otobüs biletleri OXXO marketlerinden de alınabiliyor. Otogara gitmeye gerek yok. 10 Peso komisyon alıyorlar.
Guadalajara çok daha sakin bir şehir büyük olmasına rağmen. Sömürge dönemi yapılar bakımsız olsa da korunmuş. Küçük bir şehir değil ama biraz Trinidad'ı andırıyor. Mexico City'den çok farklı. Tek ya da 2 katlı renkli evler, ağaçlı yollar var.
Birçok gezip görecek yer, bina, müze, park var. Tarih ve sanat açısından çok zengin bir kent.

El Pilon de Los Arrieos çok güzel bir meydanda nefis bir restoran. Normalinde özel keçi etinden yemekler yapılıyormuş. Günün menüsü de çok güzel ve hesaplı idi. Yemek için yer önerisinde bulunmayız genelde. Burası gerçekten güzeldi ( ya da bize öyle geldi ), yediğimiz en güzel yemeklerden birini yedik burada.
Soğan turşusu yedik, muhteşemdi. (İlk burada yedik ama sonradan tüm Meksika seyahatinin vazgeçilmezlerinden oldu.)
Ana meydanlarda, sokaklarda gece gayet rahat dolaşılıyor. Bize oldukça güvenli geldi burası. Gece gece tüm ara sokaklara, meydanlara yürüyerek gittik, hatta garip görünümlü mahallelere, sanayi bölgesine v.s. girip çıktık. Bir olumsuzluk, tedirginlik hissetmedik.

Bir metro hattı yok ama her sokağa, her köşeye giden acayip bir minibüs ağı var. Zaten caddeler sürekli minibüs dolu.
Tequila
Tekila içkisine adını veren ve halen bu içkinin üretim merkezi, anavatanı olan Jalisco eyaletinde bir kasaba.
Tequila'ya otobüs 108 peso ve otobüsler Guadalajara eski terminalden kalkıyor.
Guadalajara’dan yaklaşık 70 km ve 2 saat sürüyor yol.

Çok bakımlı ve güzel bir köy. Aşırı turistik. Fiyatlar da buna orantılı olarak pahalı.
Biz kendimiz gittik ama turla gitmek de mümkün. Tequila paket turları 500 Peso civarı Guadalajara'dan. Ulaşım, üretim yerlerinin ve agave tarlalarının gezilmesi, yapım prosesinin anlatılması ve tekila tadımı içeriyor. Bunlara ilginiz varsa direkt turla gitmek daha mantıklı. Yolla birlikte aynı hesaba geliyor hemen hemen. Buranın en ünlü üreticisi Jose Cuervo'nun üretim yerlerinin giriş fiyatını sorduk, 250 peso dediler. Biz girmedik açıkçası, çok da ilgimizi çekmediğinden.
Jose Cuervo, Jimador, Antigua, Herradura, Don Julio, Cava de Oro buradaki ünlü tekila markaları. Hiç görmediğimiz, duymadığımız başka bir sürü marka daha var. Hepsinin burada üretim tesisleri var. Bizim en çok bildiğimiz Olmeca ‘yı tekiladan saymıyorlar. Meksika'lıların içmediği ve diğer ülkelere sattığı bir tür alkollü içecek diyorlar. Tanıdık marka olarak bir tek Sierra var. :)

Tekila, buraya özgü Mavi Agave bitkisinden (Blue Agave (Agave Tequilana) Weber) üretiliyor. Bu agaveye bizde sabırotu deniyormuş ama hiç duymadık açıkçası. Bu bitkinin aslında ananasa benzeyen gövdesi işe yarıyor, yaprakları değil. Bu gövdenin olgunlaşması da 10-15 sene sürüyormuş.

Yol boyunca hep agave tarlalarından, tekila üretim merkezlerinde geçiliyor.
Guanajuato
Guanajuato yamaçta çok renkli evlerin olduğu bir şehir. Aslında eski gecekondu gibi evler ama kırmızı, yeşil, mavi, sarı vb boyamışlar evleri ve çok değişik bir hal almış şehir.
Bu yamaç kısmı biraz labirent gibi, adres tarifini güçleştiriyor. Bir yerleri bulmak oldukça zor.
Şık restoran, bar ve oteller de var burada. Oldukça turistik olmuş. İnsanlar (yerli ve yabancı turistler) epey bakımlı, düzgün giyimliler. Biz şort, sandaletlerle dolaştık, güldük halimize :)

Şehrin altı tünellerle dolu. Bu tüneller sokaklara açılıyor, bazen yer altından geçip kocaman bir meydana ulaşıyorsunuz. Tünellerin ve sokakların yerini bilmiyorsanız hemen kayboluyorsunuz.
Dik bir yamaca kurulu. Bu nedenle bazı yerlerde epey yokuş çıkmak gerekiyor.
Eskiden maden şehriymiş burası zaten şehirdeki tüneller de eski maden tünelleri.
Araç trafiği genelde aşağıdan tünellerden ilerliyor.

Tüm evlerde birkaç köpek var, her taraf demirli. Buradaki köpekler agresif ve evi korur nitelikte. Şu an o kadar olmasa da bir ara ciddi güvenlik sorunu varmış galiba. Turistik dönüşümden sonra düzelmiş.
Mahalle bakkalları bile demirli, içeri girilmiyor, demirden ne istediğinizi söylüyorsunuz, içeriden size getiriyorlar.
Ara sokaklar çok dar ve karanlık. Gece çok tırsınç oluyor ve zaman zaman tehlikeli de olabildiğini söylediler.

Bazen tekinsiz tipler oluyor sokak aralarında. Bu tipler hırsız olabiliyor. Dikkatli olmak, uzak durmak lazım. Bir gün kaldığımız evin kapısını açınca karşımızdan bir genç çocuğun geçtiğini gördük ve gayri ihtiyari göz göze geldik bahçenin dışında. Yüzünü buffla örtmüş. Yanında tehlikeli görünen köpeği ile, kapşonunu da örtmüş bu genç bize bakıp her zaman kullandığımız yoldan aşağı inmeye başladı. Bu arada bahçe kapısı kilitli ve etrafında yüksek demirler var. Bahçe kapısından sokağa çıkınca biraz ilerideki bakkal teyze onu gösterip "oradan gitmeyin" filan dedi. "Bu genç sakat bir tip, sizi gördü, kötü bir şey yapabilir, başka yoldan gidin" dedi. Biz de ana caddeye inip arkadan dolaştık. Bir şey olur muydu bilemiyoruz ama uyarıları dikkate almak lazım.
Martta çiçek günü var. Her yer rengarenk çiçekler, konfetilerle dolu oluyor.

Los Lobos ve Golem bar güzel barlar. Özellikle Los Lobos'un terası çok güzel.
Plaza Mexiamora çok güzel bir meydan. Bu şehrin en güzel yanı böyle aniden karşınıza çıkan meydanları. Şehri keşfetmek çok keyifliydi.
Pipila heykeline fünikülerle çıkılabiliyor. Manzara çok güzel yukarıdan. Gün batışını seyredebilirsiniz. Yürüyerek de inilip çıkılabiliyor. Kalabalık oluyor.

Plaza La Plaza, Diego Riviera, Mumya Müzesi, Büyük Pazar, Plazuela de San Fernando meydanına gidilebilir.
Günün yemeğini (Menu del Dia) satan yerler var. Uygun fiyata yemek yenebiliyor. Restoranlar genelde turistik ve pahalı. Daha çok yerellerin yediği bu lokantalarda daha ucuza yemek yiyebilirsiniz.
Callejon del Beso (Öpücük Sokağı) diye dar bir sokak var. Burası o kadar dar bir sokak ki karşılıklı evlerin balkonundan birbirini öpebiliyormuş insanlar. Buna ilişkin romantik bir aşk hikayesi de var. Şimdilerde herkes bu sokakta fotoğraf çektirmek için saatlerce bekliyor. Çok kalabalık ve sıra oluyor. Biz fotoğraf için o sıraya girip beklemedik ama çektirecekseniz erken gitmek lazım.
Otobüs sistemi de iyi. 7 pesoya örneğin terminale gittik. Otobüs terminalleri gayet temiz ve ferah. 614 pesoya da Mexico City biletlerimizi aldık.
Terminal şehrin yeni tarafında biraz dışında.
Burada da yine Oxxo'lar var her köşede.
San Miguel de Allende
Guanajuato’dan ETN ya da Primera otobüsleri ile gidilebiliyor bu kasabaya.
ETN' den 180 pesoya aldık gidiş biletini, Primera’dan da 150 pesoya dönüş biletini.
San Miguel de Allende renkli evlerin, meydanların ve kiliselerin olduğu klasik bir sömürge kenti.
